Doğada misafir olduğumuzu hiçbir zaman unutmamalıyız. Doğa yürüyüşü ve/ya kamp için seçtiğimiz bölgelerin asıl sahipleri hayvanlardır. Bizler doğayla ve yaban hayatıyla uyum içinde kaldığımız müddetçe doğada geçirmeyi planladığımız zaman bizler için keyifli anılara dönüşebilir. Nüfusun büyük çoğunluğunun şehirlerde yaşadığı ülkemizde çok farkında olmasak da ciddi bir yaban hayatı söz konusudur. Toplam 150’nin üzerinde memeli türü ki büyük memeliler sınıfına giren ayı, kurt, vaşak, karakulak, sırtlan ve yaban domuzu gibi insan için tehlike oluşturabilecek türler de coğrafyamızda geniş bir çeşitlilikte yaşamlarını sürdürmektedir.
Türkiye Yaban Hayatı Haritası içi tıklayınız.
Nereye giderseniz gidin o bölgeye özgü yaban hayatı konusunda kısa da olsa mutlaka bir araştırma yapın. Ülkemizdeki milli parklar ve faunasıyla alakalı bilgilere aşağıdaki linke tıklayarak ulaşabilirsiniz.
http://www.milliparklar.gov.tr/mp/index.htm
YABAN HAYATI İÇİN ÖNLEMLER
Havyanlar en az bizim onlardan korktuğumuz kadar insandan korkmakta, mecbur kalmadıkları müddetçe insanla karşı karşıya gelmekten çekinmektedirler. Siz onlara “davetiye çıkarmamak” adına gerekli tedbirleri aldığınız sürece karşılaşma ihtimalinin çok çok düşük olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
Öncelikle doğada algılarınızın sürekli açık olması gerektiğini hatırlatarak bu tip durumlardan korunabilmek için yapılması gerekenleri kısaca özetleyelim;
- Hayvanlar rutinleri içerisinde doğada karşılaşmadıkları durumlardan hoşlanmazlar/çekinirler.
- İnsan sesi
- Müzik sesi
- Işık
- Ateş
Bulunduğunuz ortamda bunların birinin veya birkaçının birarada bulunması zaten birçok hayvanı sizden ve alanınızdan uzak tutacaktır. Yürüyüş esnasında el çırpma, yüksek sesle konuşma vb şekilde gürültü yapmanız, kamp bölgenizi ve etrafını gece aydınlatmanız, ateş yakmanız karşılaşma ihtimalini ciddi düzeyde azaltacaktır.
Hayvanlar kolay yemek fırsatlarını mutlaka fark eder ve değerlendirmek isterler, unutmayın ki hayvanların koku alma duyusu bizlerden kat be kat üstündür.
- Yemeklerinizi mümkünse çadırınızdan en az 30 metre uzakta hazırlayın/pişirin.
- Yiyeceklerinizi her zaman dışarı koku vermeyecek şekilde saklayın.
- Yemek sonrası bulaşıklarınızı ve ellerinizi mutlaka yıkayın/temizleyin.
- Yemek yaparken üzerinizde bulunan kıyafetlerle yatmayın.
- Kalan yiyeceklerinizi paketleyerek çadırınıza en az 20-30 metre mesafede yerden en az 3 metre, ağaç gövdesinden de en az 1 metre uzağa asın, bu çöpleriniz için de geçerlidir.
- Çadırınızda asla yiyecek ve içecek tüketmeyin ve bulundurmayın.
- Deodorant, kokulu sabunlar hayvanların merakını uyandırabilir, mümkün olduğunca kullanmayın.
- Zorunlu veya bu konularda çok tecrübeli değilseniz gece yürüyüşü gibi aktivitelerden kaçının.
KARŞILAŞMA ANINDA YAPILACAKLAR
Diyelim ki bütün kurallara uydunuz fakat yine de bir hayvanla karşılaştınız. Eğer o sizi henüz farketmediyse, yapacağınız en doğru şey sessizliğinizi korumak ve yavaş yavaş o bölgeden uzaklaşmaktır. Yapabiliyorsanız geldiğiniz yöne geri dönün, eğer yola devam etme mecburiyetiniz varsa hayvanın arkasından çok geniş bir yay çizerek hareket ediniz, unutmayın ki ayılar ve kurtlar en azından atlar kadar hızlı koşabilirler.
En kötü senaryo hayvanlarla sürpriz bir şekilde karşı karşıya gelmektir. Bu tip durumlarda iki türlü saldırıdan bahsedebiliriz. Birincisi savunma veya bölgesini koruma amaçlı, ikincisi avlanma amaçlı. Bu konuda uzman değilseniz, ki ülkemizde bu çok zayıf bir ihtimal, bunu ayırt etme ihtimaliniz maalesef yok. Dolayısıyla istenmeyen karşılaşmalarda yapılacaklara göz atalım.
KURT
Bir kurt gördüğünüzde unutmayın ki başkaları da etrafta olabilir.
- Öncelikle sakinliğinizi koruyun ve kaçma içgüdünüzü bastırın,
- Korkunuzu mümkün olduğunca belli etmeyin,
- Hayvanın hareketlerini takip edin ama göz göze gelmeyin,
- Sakın koşmayın veya hayvana arkanızı dönmeyin,
- Bağırın, yüksek düzeyde sesler çıkarın, elinizdeki nesneleri sallayın, kısacası saldırgan görünün. Hayvana bir şeyler de fırlatabilirsiniz ama yerden taş alacaksanız uzun süre eğilmeyin,
- Çok yavaş ve küçük adımlarla geri geri gidin, düşmemeye özen gösterin. Hala üzerinize gelmeye devam ederse olduğunuz yerde kalın ve hatta ona doğru bir veya iki adım atın. Birden fazla kurt ile karşılaşmışsanız sırtınızı büyük bir ağaç, kaya vb nesnelere yaslayın.
- Ağaca tırmanabilirsiniz ama hayvan/ların sizi ne kadar bekleyeceğini bilemezsiniz. Her halükarda saldırıya maruz kalmaktan iyidir.
- Bütün bunlara rağmen saldırıyı engelleyemezseniz, sopa, baton, bıçak, biber gazı ne varsa tüm gücünüzle savaşın. Hayvanın özellikle göz ve burun gibi hassas bölgelerini hedef alın. Hayvan yiyeceği yemek karşılığında göze aldığı tehlikeye değmeyeceğine karar verirse sizi bırakacaktır.
AYI
- Öncelikle sakinliğinizi koruyun ve kaçma içgüdünüzü bastırın,
- Korkunuzu mümkün olduğunca belli etmeyin,
- Hayvanın hareketlerini takip edin ama göz göze gelmeyin,
- Sakın koşmayın veya hayvana arkanızı dönmeyin,
- Normal fakat kararlı bir ses tonuyla konuşun, ne söylediğinizin bir önemi yok, sadece sizin bir tehdit olmadığınızı algılaması lazım, kısaca saldırgan görünmeyin, elinizdeki nesnelerin sizin bir parçanız olup olmadığını ayırt edemeyeceği için havaya kaldırarak daha büyük görünebilirsiniz,
- Hayvanın iki ayağının üzerine kalkması bir saldırganlık ifadesi değil, sizi daha iyi değerlendirme çabasıdır,
- Çok yavaş ve küçük adımlarla geri geri gidin, düşmemeye özen gösterin. Hala üzerinize gelmeye devam ederse olduğunuz yerde kalın,
- Maalesef ülkemizde bulunmasa da büyük boy biber gazlarının (ayı spreyi) ayılarda ateşli silahlardan daha etkili olduğuna dair birçok bilimsel araştırma bulunmaktadır.
- Kaçarsanız veya kaçmak zorunda kalırsanız çanta vb eşyalarınızı atarak havyanın ilgisini çekerseniz, o eşyanızla ilgilenirken kaçmak için daha fazla zaman kazanabilirsiniz. Dört ayaklı hayvanlar insanlar kadar hızlı dönemeyeceği için çok hızlı dönüşler yapmak da avantaj sağlayabilir, düz bir çizgide koşmayın.
- Bütün bunlara rağmen saldırıyı engelleyemezseniz, hayvan size saldırdıktan sonra yüzüstü yere yatın, bacaklarınızı açın ve ellerinizi ensenizde birleştirin ve ayının bölgeyi terk ettiğinden emin olana kadar hareketsiz kalın.
- Hayvan durmuyor size saldırmaya devam ediyor hatta sizi yemeye çalışıyorsa tek seçeneğiniz kalmış demektir: şavaşmak. Sopa, baton, bıçak, biber gazı ne varsa tüm gücünüzle saldırın. Hayvanın özellikle göz ve burun gibi hassas bölgelerini hedef alın.
- Sıfıra yakın bir risk olmakla birlikte söylemeden geçmeyelim, hayvan gece siz uyurken çadırınıza saldırırsa sizi yemek olarak görüyor demektir, yine tek çare kalıyor, savaşmak.
YABAN DOMUZU
- Öncelikle sakinliğinizi koruyun ve kaçma içgüdünüzü bastırın,
- Korkunuzu mümkün olduğunca belli etmeyin,
- Hayvanın hareketlerini takip edin ama göz göze gelmeyin,
- Sakın koşmayın veya hayvana arkanızı dönmeyin,
- Domuzlar mümkün olduğunca kaçma taraftarı olacaktır ama saldırırsa sağa veya sola hızlı bir adım atarak kurtulabilirsiniz fakat inatçı bir hayvana denk gelirseniz en iyi savunma bir ağaca tırmanmak olacaktır.
TEHLİKE OLUŞTURABİLECEK DİĞER TÜRLER
YILANLAR
Yılan zehrindeki toksik maddeler fizyolojik etkileri bakımından ikiye ayrılır. Birinci grup olan nörotoksinler, sinir sistemini ve iskelet kaslarına giden sinir uçlarını tahrip ederken, hemolitik zehirler (kan parçalayıcı) dolaşım sisteminde bozukluk meydana getirirler.
Türkiye’de sadece Çöl Kobrası nörotoksik etkili zehre sahiptir. Bu yılanların ısırdıkları bölgede geçici bir acı duyulur, sonra bu bölge etrafında his kaybı yaşanır. Bundan sonra bacaklardan yukarıya doğru bir felç meydana gelir. Soluk alma ve verme güçleşir, göz morarır, dolaşım sistemi fazla zarar görmez.
Ülkemizde yaşayan diğer tüm engereklerin zehirleri hemolitik olup lokal olarak etki fazladır. Isırılan yer şişer ve burada devamlı acı duyulur, ayrıca aynı bölgede kanama meydana gelebilir. Bu şişme ve kanama yavaş yavaş vücudun diğer bölgelerine yayılır. Zehrin etkisinden dolayı iç kanamalar meydana gelebilir. Kanlı dışkı ve idrar çıkarılır. Ayrıca hastada kusma, baş dönmesi, terleme, susama vb. belirtiler ortaya çıkar.
Ülkemizde yaşayan ve tehlike oluşturabilecek türler şunlardır:
Koca Engerek
Türkiye’de Orta ve Doğu Akdeniz Bölgeleri ile Güneydoğu ve Doğu Anadolu Bölgelerinde yayılmıştır. Rahatsız edilmedikçe ve mecbur kalmadıkça saldırıp ısırmazlar. Zehri insanlar için tehlikeli olabilir. Bugüne kadar gerçekleşmiş bir ölüm kaydedilmemiştir.
Boynuzlu Engerek
Trakya ile Batı, Güney, Doğu ve Kuzeydoğu Anadolu Bölgelerinde yaşar. Zehirleri insan için tehlikeli olabilir ancak üzerine basılmadıkça veya rahatsız edilmedikçe ısırmazlar.
Kafkas Engereği
Kuzeydoğu Anadolu Bölgesi’nde Hopa, Arhavi ve Borçka civarında yayılmıştır. Zehri insanlar için tehlikeli olabilir ancak sıkıştırılmadıkça veya üzerine basılmadıkça ısırmazlar.
Vagner Engereği
Doğu Anadolu Bölgesi’nde Kars ve Ağrı illerinde yayılmıştır. Günün erken saatleri ile akşamın geç saatlerinde avlanmaya çıkar. Rahatsız ediliğinde kuvvetli bir tıslama sesi çıkarır. Zehrinin insan için tehlikeli olabileceği tahmin edilmekte fakat bu yılanın sokması ile bilinen ölüm olayı bulunmamaktadır.
Şeritli Engerek
Orta ve Güney Anadolu Bölgesi ile Türkiye’nin batı kısmında yayılmıştır. Sıkıştırılmadıkça insanı ısırmayan zehirli bir yılandır.
Ağrı Engereği
Doğu Anadolu Bölgesi’nde Kars, Ağrı, Iğdır, Van ve Hakkari illerinde yayılmıştır. Hareketleri ağırdır ve mecbur kalmadıkça insanı ısırmazlar. Zehirleri tehlikeli olabilir.
Çöl Kobrası
Şanlıurfa il merkezinin batısındaki dağlık kısımda, kayalık yamaçlarda saptanmıştır. Aynı türün Şanlıurfa il merkezinin yaklaşık 50 kilometre doğusundaki Tek Tek Dağları’nda da olması gerekir. Zehrinin etkisi Hindistan’daki gözlüklü kobra türüne yakındır. Gizli yaşadığından insanları zehirleme olasılığı çok nadirdir.
AKREPLER
Ülkemizde çok zehirli ve zehirli olmak üzere soktuğunda tıbbi müdahale gerektirecek 5 tür yaşamaktadır, yalnız bunlardan sadece ikisi ölümcüldür: etki sırasına göre Sarı akrep ve Kara Akrep.

Sarı Akrep

Kara Akrep

Mardin Akrebi

Anadolu Sarı Akrebi

Doğu Sarı Akrebi
ÖRÜMCEKLER
Teknik olarak bütün örümcekler zehirli olup sadece az kısmı insana etki edebilecek düzeydedir. Genel olarak ülkemizin sıcak bölgelerine yayılan zehirli örümcek türlerinden bazıları bütün bölgelerimizde görülmektedir. Çok zehirli örümcekler sınıfına giren ve sırt kısmındaki kırmızı işaretlerden tanıyabileceğiniz karadul türüne ait örümcekler Marmara Bölgesi’nde görülebilmektedir. Türkiye’de örümcekler üzerine yapılan araştırmalar maalesef oldukça azdır. Daha fazla bilgi sahibi olmak isteyenler için bu konuda bizim erişebildiğimiz Prof. Dr. Abdullah Bayram ve Yrd. Doç. Dr. M. İsmail Varol tarafından yazılan makaleleri inceleyebilirsiniz.
http://nobel.gen.tr/Makaleler/JABS-Issue%201-31-2011.pdf
http://www1.gantep.edu.tr/~varol/tr/asil_tr.htm
KENE
Bütün kenelerin hastalık taşıdığı söylenemez ise de Türkiye’de maalesef 2002 yılında ortaya çıkan ve yeşil alanlarda vakit geçiren herkesin korkulu rüyası haline gelen Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığına yol açan keneler sıklıkla ısırdıkları insanların ölümüne neden olmaktadır. İstisnasız olarak ülkemizin her bölgesinde görülebilmektedir. Kene yapıştığı vücutta işini tamamladıktan sonra bir sıvı salgılayarak virüsü bulaştırır. Hastalığın ortaya çıkması kenenin ısırmasından sonra 1 ila 3 gün arasında sürer. Kendini ateş, kırgınlık, aşırı duyarlılık, uzuvlarda ve sırtta şiddetli ağrı, belirgin iştahsızlık, kusma, ishal ve karın ağrısıyla gösterir. Daha ağır vakalarda hepatit, karaciğer ve böbrek yetmezliği ortaya çıkar.
Eğer kene ısırdıktan hemen sonra tespit edilirse çıkarmak için mutlaka bir sağlık kuruluşuna başvurmak gerekir, başarısız çıkarma girişimleri istenmeyen sonuçlara neden olabilir.
Sağlık kuruluşuna başvurma gibi bir imkan bulunmuyorsa öncelikle kenenin vücuttan uzaklaştırılması gerekir;
- Kene öncelikle dişsiz bir pens ile veya cımbız yardımıyla deriye yapıştığı en yakın noktadan yakalanır. Gövde kısmından tutmamaya veya sıkmamaya özen gösterilmelidir.
- Yukarı doğru hafif bir çekme uygulayarak – yani çivi çıkartır gibi – veya saat yönünün tersine bir hareketle yavaş bir şekilde tutunduğu yerden çıkarılır ve saklanır.
- Sonrasında mutlaka antiseptik bir solüsyon (batikon vb) çıkarılan bölgeye uygulanır.
- En yakın sağlık kuruluşuna başvurulur.
- Özellikle küçük, kan emmemiş keneler yukarı doğru çekilerek rahatça çıkarılabilir. Buna karşın, sıkı yapışmış, kan emerek büyümüş keneler en kolay saat yönünün tersine çevrilerek çıkarılır.
ÖRNEK SOKMA/ISIRIK RESİMLERİ
AKREP SOKMASI
ÖRÜMCEK ISIRIĞI
YILAN ISIRIĞI/SOKMASI